15 Şubat 2017 Çarşamba

Kemerburgaz Su kemerleri, yapım amaçları


İstanbul'un su problemini Mimar Sinan çözmüştü
İstanbul'un su problemini Mimar Sinan çözmüştü

Mimar Sinan İstanbul’un kuzey bölgelerini inceleyerek hattın yapılacağı güzergahın tespit etti. Sonrasında kazı çalışmalarına başlandı. Belirlenen mahallerdeki kazı çalışmalarında Bizans döneminden yapılmış ancak zaman içerisinde kaybolmuş olan oluklar da ortaya çıkmaktaydı. 1555 yılında başlayan çalışmalar 1564 yılında tamamlandı.

Ömer Aymalı - Tarih Dosyası / Dünya Bülteni
İstanbul’un kurulduğu günden beri en önemli sorunu şehrin su ihtiyacının karşılanması oldu. Şehrin su ihtiyacın karşılamak amacıyla ilk olarak 2. Yüzyılda Roma döneminde su yolları yapılmış ve Halkalı, Haliç bölgelerinden su temin edilmiştir. Şehrin en eski su yapılarına bakıldığında Roma devrinde kurulan sistem geliştirilerek günümüze kadar gelmiştir. Bizans döneminde Roma su yolları tamir ve onarımlar geçirirken Osmanlı idaresinde Roma"dan kalan sisteme yeni kaynaklar ve su yolları eklenmiştir.
İlk olarak imparator Hadriyan döneminde Kağıthane ve Alibey deresi suları toplanarak Haliç kenarındaki mahallelere bir su yolu ile ulaştırılmıştır. İmparator Valens ise Halkalı dolaylarından Beyazıd Meydanına kadar ikinci bir su yolu yaptırmış ve İstanbul’un Fatih ilçesindeki Bozdoğan kemeri bu amaçla inşa edilmişti. Yine Belgrad ormanlarında Büyük Bendin bulunduğu yerde bir bent inşa ettirerek Kağıthane deresinin sularını ızgara ve havuzlarda toplayarak şehre ulaştırmıştır. İstanbul’un su sıkıntısı çözmek amacıyla çalışma yapan bir diğer imparator ise Theodosius’tur . O da Maz’ul Kemer ve Bozdoğan kemerini kullanarak bir su yolunu inşa ettirmiş ayrıca Belgrad Ormanlarından Sultanahmet’e kadar bir diğer su yolunu daha İstanbul’a kazandırmıştır.
Osmanlı döneminde İstanbul’un su ihtiyacı eski dönemlere göre sürekli bir şekilde artmıştır. Bunun sebebi özellikle fetihten sonra İstanbul’un nüfusunun artırılması yönündeki çabaydı. 100 yıllık bir süreç içinde İstanbul’un nüfusu 60 binden 500 bine çıkmıştı. Bu durum ise İstanbul’un su ihtiyacının artmasına ve yeni su yollarının inşa edilmesini zorunlu kılıyordu. Fatih döneminde İstanbul’un su sistemi eski su yollarını onarılması ve yenilerinin eklenmesi ile geliştirildi.  
 Tursun Bey şehrin su sıkıntısına çare olarak Roma döneminden kalan eski su yollarının onarıldığını ve bunlara ilaveolarak yenilerinin de yapıldığını aktarır :  “Meğer İstanbul’a eski mamurluk devrinde, altı-yedi günlük yoldan su getirilirmiş. Eskisu yolları bulundu. Dağları delip zemine müvazi dderelerden, tak ve kemerler  vasıtasıyla, nehirler akıtmışlar. Fakat bütün bu eserler bakımsızlık ve tabiatın tesiri ile harap olmuş.
Sultan bunların imarı için bilgin mühendis ve ustalar getirtip, göçmüş taklarını, kaybolmuş yollarını yeniletti. Bu arada yollar üzerinde nice kaynaklar bulundu ve coşkun bir nehir halinde bütün yayla suları şehre getirildi. Getirilen bu su, saraylara, hamamlar ve mahallelere taksim edildi. Ayrıca müsait bir kemere kırk çeşme yaptırıldı. “
Ancak  Kanuni devrine gelindiğinde şehrin su sistemi ihtiyacı karşılayamaz hale gelmişti. Bu sebeple Kanuni Sultan Süleyman Mimarbaşı Mimar Sinanı bu konu ile ilgili araştırma ve planlama yapmakla görevlendirdi. Böylece İstanbul’un su ihtiyacına kesin çözüm olacak Kırkçeşme su sisteminin çalışmaları başlamış oldu. Mimar Sinan İstanbul’un kuzey bölgelerini inceleyerek hattın yapılacağı güzergahın tespit etti. Sonrasında kazı çalışmalarına başlandı. Belirlenen mahallerdeki kazı çalışmalarında Bizans döneminden yapılmış ancak zaman içerisinde kaybolmuş olan oluklar da ortaya çıkmaktaydı.  1555 yılında başlayan çalışmalar 1564 yılında tamamlandı. Sonraki dönemlerde de -II.Osman,III.Ahmed,III.Mustafa,II.Mahmud-  Kırkçeşme su sistemine yeni bendler eklendi.
Mağlova Kemeri
Şehrin Kuzeyindeki Belgrad ormanlarından  yüzey sularını ve dere sularını toplayan bu su sistemi iki koldan oluşmaktadır. Doğu Kolu Topuz,Paşa ve Kirazlıdere sularını toplar. Batı kolu ise Ortadere,Bakraçdere ve Ayvadere sularını toplar.  Doğu kolunda Topuz, Paşa ve Kirazlıdere’den alınan sular, Kirazlıkemer, Develioğlu Kemeri, Alacahamam Kemeri, Yosunlu Kemer, Paşa Kemeri, Karakemer ve Eğri Kemer üzerinden Başhavuz’a ulaşır. Batı kolunun Ortadere, Bakraçdere ve Ayvaddere’den alınan suları Ayvad Kemeri, Kurt Kemeri ve Uzun Kemer üzerinden galeriler vasıtasıyla Başhavuz’da doğu kolundan gelen su ile birleşir. Başhavuz’da dinlenen su, Mağlova Kemeri üzerinden Güzelce Kemere ulaşır, burada Cebeciköy deresine paralel olarak gelen kolla birleşerek, kemer ve galeriler yoluyla şehre ulaştırılır.
Kırkçeşme su sisteminde irili ufaklı 32 su kemeri bulunmaktadır. Bunların bazıları anıtsal nitelikteki kemerlerdir. Sistemin anıtsal su kemerleri; Batı kolu sularını aktaran Uzunkemer (Sultan Süleyman Kemeri), doğu kolu üzerinde Kovuk Kemer (Kırık Kemer, Eğri Kemer) ve Başhavuz’dan sonra ana hat üzerinde bulunan Mağlova Kemeri (Muallâk Kemer) ve Güzelce (Gözlüce) Kemer’dir.
 Kırkçeşme sistemi kent dışı isale hattı Eğrikapı’da, sur dışında Savaklar adıyla da bilinen Eğrikapı Makseminde son bulur. Makseme ana galeri yoluyla ulaşan su, buradan iki ayrı galeri ile Yedikule ve Tezgâhçılar Kubbesine dağıtılır. Bu noktalardan da kent içindeki çeşme, cami ve hamamlara paylaştırılır. Hangi mahalleye gün içinde ne kadar su verileceği maksem içindeki ölçü düzeneği ile ayarlanırdı.  Osmanlı su sisteminde su evlere dağıtılmazdı. Halk su ihtiyacını her mahallede bulunan çeşmelerden karşılamak zorundaydı. Kente ulaştırılan su, mahalle çeşmeleri dışında, saray, hamam, cami gibi kamusal mekânlara dağıtılırdı. Bu sebeple su yapıları, hamamlar ve çeşmeler, Roma ve Osmanlı kültürlerinde sosyal birer merkez rolü üstlenirlerdi.
MAĞLOVA KEMERİ-Cebeciköy
Yada Muallakkemer, Mimar Sinan tarafından 1554-1562 yılları arasında İstanbul’da Alibey deresi vadisi üzerinde yapılmış olan su kemeridir. Gaziosmanpaşa ilçesi sınırlarında bulunan Cebeciköyü yakınlarındadır. 1563 yılında selden zarar görmüşse de aynı yıl onarılarak eski haline getirilmiştir. Alibey baraj suyu yapıtın dörtte birini kaplamaktadır. Kemer İstanbul’a su taşımaya devam etmektedir.
Eser dünya su mimarisinin baş yapıtlarından biri olarak kabul edilir. 36 metre yüksekliğinde ve 257 metre uzunluğunda olan kemer iki katlıdır. Kemerin alt katında sekiz büyük, üst katında ise sekiz küçük gözü bulunmaktadır. 
KOVUKKEMER (EĞRİKEMER)-Kemerburgaz
Kovuk Eğrikemer İstanbul’un Eyüp ilçesinin Kemerburgaz bölgesinde yer almaktadır. 1554-1564 yılında Bizans dönemi alt yapıları kullanılarak inşa edilmiştir. Eğrikemer isminin sebebi doksan derece açıyla köprünün iki yana açılmasıdır. Kemer üç katlı ve 47 gözlüdür. 
Paşadere Kemeri (Evvelbent) Bahçeköy ile Kemerburgaz arasındaki Kırkçeşme su tesislerinin önemli bir parçasıdır. Mimar Sinan tarafından 1563 – 1564 yıllarında yapılan asıl adı Balıklızade olan kemer hemen yakındaki Paşaderesi’nin suyunu aldığı için “Paşa” ismiyle anılmaya başlamıştır. Uzunluğu 102 metre olan “Paşadere” kemerinin 13 gözünün her birinin genişliği beş metredir.
GÜZELCEKEMER-Cebeciköy
Güzelcekemeri, Gözlüce Kemeri yada Cebeciköy Kemeri İstanbul’un Sultangazi ilçesine bağlı Cebeci mahallesi içinde kalan bir su kemeridir. Mimar Sinan eseri olan yapı günümüzde Alibeyköy barajının havzası içinde kalmış durumdadır.Yapıldığı 16.yüzyılın mimari özelliklerini bozulmadan muhafaza etmeyi bilmiştir. Yükseliği 29,5 metre uzunluğu 155 metre olan kemerin altta sekiz üstte ise onbir gözü vardır. Kemer duvarları en altta 5,4 üstte ise 2,6 metre kalınlığındadır.
UZUNKEMER-Kemerburgaz
Kemerburgaz ormanlığının kuzeybatısında,Göktürk beldesinin girişinde, Kağıthane deresi üzerinde yer alan Uzunkemer’in temelleri Roma devrinden kalmıştır.Bu temeller üzerine Mimar Sinan tarafından yeniden inşaa edilen bugünkü kemer,İstanbul’un ve Türkiye’nin ayakta kalmış en uzun su kemeridir.
710 metre uzunluğunda 1563 yılında yaşanan şiddetli fırtına ve sel, Uzunkemer’e de zarar vermiştir. Mimar Sinan yıkılan on iki kemerin ayaklarını yeniden yapmış, aşağıdan itibaren ikinci katın altına kadar sürekli azalarak sıfırlayan yeni bir sistemi ilk kez Uzunkemer’de uygulamıştır.İki katlı Uzunkemer, 26 metre yüksekliğinde ve 710 metre uzunluğundadır.Üst katında 50, alt katında 47 olmak üzere toplam 97 kemeri vardır.
 

Kaynak:
Nezih R.Aysel, İstanbul"un Tarihi Su Sistemleri : Kırkçeşme Tesisleri 

Uzun kemer
            

  •              Türkiyenin en uzun kemeridir. 


Kemerburgaz ormanlığının kuzeybatısında,Göktürk beldesinin girişinde, Kağıthane( deresi üzerinde yer alan UzunKemer’in temelleri Roma devrinden kalmıştır. Bu temeller üzerine Mimar Sinan tarafından yeniden inşaa edilen bugünkü kemer,İstanbul’un ve Türkiye’nin ayakta kalmış en uzun su kemeridir.



1563 yılında yaşanan şiddetli fırtına ve sel, Uzun Kemer’e de zarar vermiştir. Mimar Sinan yıkılan on iki kemerin ayaklarını yeniden yapmış, aşağıdan itibaren ikinci katın altına kadar sürekli azalarak sıfırlayan yeni bir sistemi ilk kez Uzun Kemer’de uygulamıştır. Ayrıca kemerin yıkılmayan bölümlerini de payandalarla desteklemiştir.


İki katlı Uzun Kemer Yükseliği:26 metre
          Uzunluğu: 710 Metre 




Kemerin ayağı üzerindeki taşların birinde “Allah” yazısı, bir başkasında ise bugün defineciler tarafından tahrip edilmiş olan bir madalyon bulunmaktadır.
        
       
      Üst katında 50, alt katında 47 olmak üzere toplam 97 kemeri vardır. Üstteki gözleri alttakilere göre daha kısadır.



                                            Kemerin yola yakın bölümleri, taşları temizlenerek restore edilmiştir.


  • Eğri(kavuk) kemer



             Mimar Sinan’ın İstanbul’a kazandırdığı kemerlerden biridir. 1554 yılında yapımına başlanan kemer, 1564             yılında tamamlanmış. Yapımı sırasında Bizans dönemi altyapıları kullanılmıştır.

              
         Toplam uzunluğu 408 metre 





       

      Adını nerden alır ? 
       
      Kemer bir noktadan sonra 90 derecelik açıyla kırıldığı için adını Eğri Kemer olarak almıştır. Günümüze çok       yıpranarak ulaşmasına rağmen hala ihtişamını koruyan önemli eserlerden biridir.






  • Mağlova kemeri
Mağlova Kemeri ya da MuallakkemerMimar Sinan tarafından 1554-1562 yılları arasındaİstanbul'da, Alibey Deresi vadisi üzerinde yapılmış olan su kemeri. 1563 yılında selden zarar görmüşse de aynı yıl onarılarak eski haline getirilmiştir. Alibeyköy barajının göl suyu yapıtın dörtte birini kaplamaktadır. Kemer İstanbul'a su taşımaya devam etmektedir.

Eser dünya su mimarisinin baş yapıtlarından biri olarak kabul edilir. 36 metre yüksekliğinde ve 257 metre uzunluğunda olan kemer, iki katlıdır. Kemerin alt katında 8 büyük üst katında 8 küçük gözü bulunmaktadır. Alt katında bulunan gözlerden 4 tanesi diğerlerine nazaran daha büyük yapılmıştır. Genişlikleri 18,4 metredir. Üst katındaki orta 4 gözün genişlikleri ise 13,4 metredir.

2005 yılında 20 TL değerinde 5.000 adet Mağlova Kemeri Hatıra Parası basılmıştır.


14 Şubat 2017 Salı

Kemerburgazda yaşam

Kemerburgaz dekovil hattı



          Dekovil hattı neden yapılmıştı ?


  • İlk yapıldığı dönemde “Haliç - Karadeniz Sahra Hattı” olarak anılan tramvay hattı, 1914 yılında İstanbul'da faaliyet gösteren Silahtarağa Elektrik Santrali'yle şehrin kuzeyindeki linyit ocakları arasında kurulan demiryolu hattıdır. Faaliyete geçtiği ilk dönemlerde Zonguldak'tan çıkartılarak denizyoluyla İstanbul'a getirilen kömürü kullanan Silahtarağa Santrali, birinci dünya savaşı yıllarında kömür temininde sıkıntı yaşamaya başlamıştır. Bu sebeple, işletmeci kuruluş olan Osmanlı Anonim Elektrik Şirketi en ucuz ve kısa yoldan kömür bulmak için birtakım çözüm önerileri geliştirmiştir. Sonuç olarak günümüzde Eyüp ilçesi sınırları içinde kalan Ağaçlı köyündeki linyit ocaklarından çıkartılan kömürün yeni ihdas edilecek bir dekovil hattıyla santrale getirilmesi yönünde karar alınmıştır. 1 Şubat 1915 tarihinde hattın ilk ayağı olan Silahtarağa - Ağaçlı arası dekovil hattının inşasına başlanmış ve ilk etabı kısa bir sürede tamamlanıp Temmuz 1915’te hizmete alınmıştır.
  • İhtiyaçlar doğrultusunda hattın uzaması gündeme gelmiş ve 20 Aralık 1916 günü hizmete giren ikinci etapla birlikte hattın günlük kapasitesi sekizer vagonlu yirmi dört çift katardan oluşmakta ve hat üzerinde günde ortalama 960 ton kömür taşınmaktaydı.
  • Göktürk ve Kemerburgaz'dan geçen hat, Kemerburgaz'da iki kola ayrılmaktaydı. 43 km uzunluğundaki hattın bir kolu Kâğıthane Deresi'ni izleyerek Uzun Kemer'in altından geçip Ağaçlı köyünde Karadeniz ile buluşmaktaydı. Diğer kol ise Belgrad Ormanı'nın içinden geçerek Çiftalan köyünde Karadeniz'e ulaşmaktaydı. Hattın Karadeniz kıyısına ulaşan her iki ucu da 5 kilometrelik ilaveyle birbirine bağlanarak Kemerburgaz'ın kuzeyinde bir ring meydana getirilmiş ve 62 km uzunluğunda bir tramvay hattı oluşturulmuştur.
  • Karadeniz sahra hattı tek yönlü olarak inşa edilmiş olduğundan işletmede karşılıklı yönlerden gelen trenlerin tıkanma yaşanmadan geçiş yapabilmesi için bazı bölgelerde cep hatları yapılmıştı. Ayrıca hat güzergahındaki arazi koşulları çok sayıda köprü yapılmasını gerektirmiştir.


          Hat kullanımının sona ermesi:

  1. Hat 1922'de Ticaret Bakanlığı’na, Cumhuriyet'in ilanından sonra ise iktisat Bakanlığı’na devredilmiştir. Hattın bazı kesimlerinin kullanımı 1956 yılına kadar devam etmiş ancak zaman içinde bu kullanım da azalmıştır. 
  2. Günümüzde yer yer hattın ray kalıntılarına rastlansa da hattın çoğu toprağa gömülmüştür.
 Hat tekrar açılıyor: 
Haliç-Kemerburgaz dekovil hattı, geçmiş dönemlerde İstanbul'da faaliyet gösteren Silahtarağa Elektrik Santrali'yle şehrin kuzeyindeki linyit ocakları arasında kurulan tarihi demiryolu hattı tekrar hayata geçiriliyor.
          Hat tekrar neden açılıyor ? 
          

  • Proje ile Tarihi öneme sahip Haliç - Karadeniz Sahra Hattı hizmete alınarak toplu taşımaya ve turistik gezilere imkan sağlanması amaçlanıyor. 


Güzergah:Tarihi dekovil hattı tarihi güzergâhı korunarak ilk 2 etap inşaatı başlayacak.  Hat Silahtarağa bölgesinde yer alan Santral İstanbul’dan başlayıp Kağıthane deresi ve Cendere yolunu izleyerek Göktürk üzerinden Ayvad Bendi mesire alanında son bulacak.
Genel Bilgiler:

Hattın uzunluğu: 25 km

İstasyon Sayısı: 10 adet
İstasyonlar: Santral İstanbul, Kağıthane,  Sadabat,  Cendere, TT Arena, Hamidiye, Kemerburgaz, Mithatpaşa, Ayvad Bendi ve Göktürk İstasyonları ile birlikte 1 adet depo bakım sahası yapılması planlanıyor.
Hattın Geçtiği İlçeler : Kağıthane ve Eyüp

İşin Süresi: İhale çalışmaları başlatılmış olup Sözleşmesinin yapılmasına mütakip  22 ay içerisinde bitirilmesi hedeflenmektedir. Güzergah boyunca 2 m bisiklet yolu ve 2 m yaya yolu yapılması planlanmaktadır.
 ❤İstanbul büyük şehir belediyesi kaynak olarak alınmıştır.❤
❤                                                                                                        ❤

                                                                                       ❤                             

❤                                         ❤